Dünya Sağlık Örgütü, probiyotikleri “yeterli miktarlarda alındığında kişinin sağlığı üzerinde olumlu etki gösteren canlı mikroorganizmalar” olarak tanımlar.
“Probiyotik” teriminin insan sağlığı üzerinde yararlı etkiye sahip olduğu kanıtlanan mikroorganizmalar için kullanılması önerilmiştir. Probiyotiklerin amacı, vücutta doğal olarak var olan bağırsak mikrobiyotasını dengelemektir. Vücutta pek çok farklı işleve sahip olan bağırsak bakterileri, bağırsak sağlığı ve bağışıklık fonksiyonuyla ilişkilendirilmektedir.
Yaygın olarak kullanılan probiyotiklerin çoğunluğu, taksonomik olarak Bifidobacteria ve Lactobacilli adlı iki sınıfa aittir. Bununla birlikte, probiyotik takviyelerine Lactococcus, Streptococcus ve Enterococcus maya suşları (Saccharomyces boulardii) da eklenebilir.
Bazı yoğurtlar canlı mikroorganizma içermez veya içeriklerindeki canlı mikroorganizma miktarı yeterli değildir.
Etiketi inceleyerek yoğurttaki suş veya suşların belirtilip belirtilmediğini ve son kullanma tarihinden önce garanti edilen canlı hücre sayısını kontrol edebilirsiniz. Günlük kullanım için önerilen ürün porsiyonunda, mevcut suşların en az biri için en az 109 canlı hücre bulunmalıdır.
Probiyotikler, yoğurt ve kefir gibi fermente ya da ekşitilmiş ürünlerde doğal olarak bulunur.
Probiyotikler aynı zamanda tek suşlu ürünler (tek bir suş) ve çok suşlu ürünler (pek çok farklı suş) olmak üzere gıda takviyesi olarak da sunulabilir.
Uluslararası Probiyotik Birliği’ne (IPA) göre probiyotikler söz konusu olduğunda miktarın yüksek olması her zaman şart değildir. Miktarın, yararı destekleyen kanıtlarla uyumlu olması gerekir.
Üzerinde en fazla çalışma gerçekleştirilen probiyotik suşlarından biri olan Lactobacillus rhamnosus GG (ATCC 53103), kapsamlı bir şekilde araştırılmış ve farklı coğrafyalarda ve çeşitli yaş gruplarında en çok çalışması yapılan suştur. Dünya Gastroenteroloji Organizasyonu’nun ideal probiyotik tanımına tam olarak uyan bir suştur.
En kapsamlı şekilde araştırılan probiyotik suşlarından biri olan Lactobacillus rhamnosus GG (ATCC 53103), 1100’ün üzerinde bilimsel makalede yer almıştır ve çocuklar üzerinde en çok incelenen suşlardan biridir.
Probiyotiklerin ışık, sıcaklık, nem ve oksijen gibi çevresel faktörlere karşı son derece hassas olduğu doğrudur. Bu faktörler, probiyotiklerin canlılığını etkileyebilir. Bununla birlikte doğru ambalajlama sayesinde ürünler, nem ve oksijenden korunabilir. Dolayısıyla tüketicilerin, ürünleri ısı kaynaklarından ve ani sıcaklık değişimlerinden korumaları, ışıktan uzak tutmaları ve 25°C altındaki sıcaklıklarda saklamaları önerilir.